19 Nisan 2012 Perşembe

Cesare Pavese / Yoldaş

+

...Kadınlar çok şeylerin ardından koşarlar. Yalnız paranın değil. Bak dinle, dedi sanki işten konuşuyorlarmış gibi, bu kuralın dışı yoktur. Ben kadınların ne olduğunu görmek için soyarım. Tereddüt etmezler. Ne değerde olduğunu bilen bir kadın soyunur. Ama bu yüzden bilmem neyi düşünmen gerekmez. Kadınlar başka şeyler isterler. Hepsi hırslıdır. Yalnız kendileri için bir erkeği ister kimileri. Delileri vardır. Sarhoş bir kadın gördün mü hiç? Kimileri sırf gurur yüzünden arkadaş değiştirir. Onlar paranın üstüne tükürürler... 

  "Bir akşam, Martino'yla meyhaneye gittim, ama çalmadım. Lario vardı, Gilda vardı, dansa gitmek istiyorlardı. Üç dört yeni müşteri vardı. Her şeye boş verip konuşulanları dinledim. Gilda, birlikte Valentino'ya gittikleri bir çiftten söz ediyordu. Bir sıraya oturup iki el ateş etmişlerdi. Kız ölmüş, erkek ölmemişti. 'Bu dünya ne tuhaf,' dedim içimden. Eskiden olsa 'Ellerine sağlık,' derdim."

   Dünyayı anlamanın ne demek olduğunu, kendini anlamanın ne demek olduğunu bilmiyorum aslında. Dünyayı anlamanın nerede, nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği de meçhul. Bir meyhanenin anason kokulu ortamında da anlayabilirsiniz. Bir otel odasında, şakağınıza doğrulttuğunuz bir namlunun içindeki merminin etinizi yarıp geçmesi öncesi de olabilir bu. Yine bir otel odasında, yuttuğunuz uyku hapları ile gerçekleşebilir bu dünyayı, kendini anlama şekli. Ya da tozlarla kaplı, saman kağıdı üzerine basılmış mürekkep lekeleri içinde kaybolurken de anlayabilirsiniz dünyayı, kendinizi.

   "Olup bitenleri anlamak için okumak gerekti ama okulda öğretilen saçmalıkları değil. Bir gazetenin nasıl okunduğunu, bir mesleğin ne olduğunu, dünyayı kimlerin yönettiğini öğrenmek gerekti. Okumuşlara bağımlı olmamak için okumak gerekti. Onlardan kazık yememek için. Doğru yolun bu olduğunu, daha o sıralarda anlamıştım. Öğrenmenin hiç kuşkusuz bir yöntemi olmalıydı. Bütün bunları bilen biri de olmalıydı. Onu bulmak, bunları anladığımı ona anlatmak gerekiyordu."

   Sıradan biri, okuyup geçen biri, sorgulamayı kesebilen biri, gülmeyi bilen biri, görmemeyi, duymamayı bilen biri -ki evrende egemen olan kuram körlüktür, konuşmayı bilen biri olmak isterdim. Okumaktan, ağlamaktan vazgeçebilirdim sanırım. Hayır, cahilliği yeğlediğim gerçeği değil bu. Dünyayı anlamak, kendimi anlamak bu. Bütün sorularımın cevabını bulmak bu. Bütün değerlerimin sarsılmasını engelleyebilmek isterdim. Değerlerimi sarsacak insanları engellemek isterdim. Bilinçlenmek. Bilinçlenmek isterdim. Kendinin, dünyanın bilincine ulaşmaktır bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder