8 Mayıs 2012 Salı

Acılar da acılaşıyor gittikçe
Sanki
Bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi

Edip Cansever

Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar...

Edip Cansever

Ben derim; sana olmak, seni duymak, seni yürümek
Besbelli seni büyümek kendimde
Ellerim kendini tekrarlar sen deyince
Sana gün olmalıydım, ışığımdan ötürü aydınlanırdık

Edip Cansever
Susarsın..
Sükût iyi gelir belki.. 

Ahmet TELLİ

İnsan ne yaparsa yapsın, hangi özlemi, kırgınlığı ya da hikayeyi göze alırsa alsın hep bir tek sevgiliyi sever bir ömür boyunca. Bir aşkın, bir tutkunun yansımaları kendi sonsuzumuza dek yaşar içimizde, yeni sevdalara ya da yanılsamalara doğru taşınır kimi söylenememiş tümceler.

Mario Levi, En Güzel Aşk Hikayemiz

Benim mezarlarımda ölü yok; 
Hep yaşamış olanlar var.. 
Anılarımda bir yer 
Dinmeksizin acıyor, 
Günbegün, 
Bundan. 

Güldüğümü görenler 
Bana bakıyor, 
Görüyorum.. 
Ağlasam geçer, 
Biliyorum.. 
Ağlanmıyor.


Özdemir Asaf

Seni bekliyorum orda, meydan saatinin altında 
Bir James Dean filmine gideceğiz gelirsen 
Cehennem hızıyla çarparken mutsuzluğun çelik zırhına 
Soluk soluğa yaşanacak tüm imkansızlıklar..

Ahmet TELLİ

7 Mayıs 2012 Pazartesi


Seni her zaman hatırlayacağım, sen de beni hatırlayacaksın; tıpkı akşamı, camlara çarpan yağmuru, sahip olamadığımız için hep bizimle olacak herşeyi hatırladığımız gibi hatırlayacağız birbirimizi.

Brida, Paulo Coelho


Sevmeye başlayınca birini
kendimi yıkıp yeniden kurarım
çünkü;
bu yeni bir aşktır
ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır.
Dikkat! ..
yabancıların inşaat alanına girmesi tehlikeli ve yasaktır…
Metin Altıok

Nihayet yağmur başladı. Bu sabah artık yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için…
Tezer Özlü  

İlle gerek mi özlediğimi söylemek
ya da sevdiğimi seni
Hem gelecek günlere bıraktım seninle olmayı
seninle ölmeyi bir güzel
seninle
Cahit Zarifoğlu

Geç geldiğim için özür dilerim .Aslında seni yirmi dakikadan beri izliyorum . Korkuyordum ve çok heyecanlıydım. Geldiğimde sen zaten burdaydın.Ne kadar zamandır bekliyorsun ?
-Aşağı yukarı otuz beş yıldır.
Fabio Volo,Fazladan Bir Gün

Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun.
Durdu, aklından yeni bir şey geçti.
Bana, sen isim ver, varlığım senin olsun.
Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
Seni anan beni de ansın.
Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.
Bir “ile” koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.,
Nazan Bekiroğlu 

Ben seni bekliyordum, sen bana yetişiyordun, ben sana ulaşıyordum, sen beni bekliyordun. Sonsuza kadar böyle gideceğimizi sanıyorduk. Oysa ben şimdi ormanda yürüyorum ve ayak izlerimden başka iz yok.Kimse yürümüyor yanımda, kimse izlemiyor beni, ya da önümden gitmiyor..
Susanna Tamarro, Sonsuza Kadar

Sevdiğin birinden ayrılınca zamanla acın geçer derler ya, o yalan. Bazen geçmiyor, bir gram bile azalmıyor. İlk gününde nasılsa öyle kalıyor. Kocaman bir delik kalbinin orta yerinde duruyor ve sen onunla yaşayıp gidiyorsun.
Hande Altaylı, Maraz

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar.
Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna

...
Sesini dinliyorum haykırış, yakarış.
Gözlerim dalgalarında, uğultu, akış.
Uzak yerlerden, daha uzak yerlere, zamanın derinliklerinde.
Sesin, rüzgârın, yağmurun ve karın sesine karışan sesin.
...
... Güneşin ışıkları, ay ve yıldızların şavkıyla
sarmalanan endamın, coşkulu akışın.
Sesini dinliyorum; derin, uzak, aydınlık.
Her gün, her gece, yukarılarda, aşağılarda, burada, oralarda
...
Mehmed Uzun (d.1953, Siverek)

''uzun uzun dinledim ... uzun uzun sustum...''

Ve bir gün her şey bitti… O kadar basit , o kadar katı bir şekilde bitti ki, ilk anda işin azametini anlamak benim için mümkün olmadı… Yalnız biraz şaşırdım , bir hayli üzüldüm ; fakat bu hadisenin hayatım üzerinde bu kadar büyük , bu kadar değişmez bir tesiri olacağını asla düşünmedim.
Sabahattin Ali , Kürk Mantolu Madonna
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız 
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya 
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı 
ilk önce damarlarımızda duyuyoruz çağıltısını 
uzak iklimlerin 
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden 
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda 
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz: 
Bize ait olan ne kadar uzakta! 

İsmet Özel

O uzak kasaba akşamları düşerken aklıma
tecrit’teki yine bir türkü tutturuyo
Ey kalbim sana denk düşüyor bütün bu acılar
acılar tek ve mutlak olan bir şeyi anlatıyor

Ahmet TELLİ
''yokluğun cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini''


Ahmed Arif

6 Mayıs 2012 Pazar

‎...
suları
boğdu
dalgalar

ses hoyrat
sevinç yılgın
şakaklarım sonbahar

“muhbiri çoğalmış sevdanın”
yapışmış tenime ter
elime kir
sessizliğin ortasında bir deli rüzgar
akşamdır
avuçlarında marmara’nın
akşamdır
şiire karıştı sular
sularda çoğalır sevdalar
ellerim ah! ellerim
nasıl anlatsam
gece gece kokuyor çocuklar. . .

Yılmaz Odabaşı
‎''Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı ...'' 

Dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz… 
Öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak… 
Ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar… Ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen. 

Ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor dışarda inleyen rüzgar
yıldızlar küs
ay üzgün
yağmur dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor
kimse duymuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...
..
.

Nuri Can
''İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!''
...
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini,
birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine.
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,
duvarlara dalıp dalıp gitmesi.
Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık.
Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin.
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya.
İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı,
hüznün arması ayrılık
...
Şükrü Erbaş
Kendine iyi bak, beni düşünme ...
...
Çocukları seviyorlar da yarını sevmiyorlar
kömürü seviyorlar da sökeni sevmiyorlar
fabrikayı seviyorlar da grevi sevmiyorlar
portakalı elmayı muzu viskiyi 
ipekliyi seviyorlar da işciyi sevmiyorlar

bu gemiyi bu denizde baban mı kaydırıyor?
bu treni bu dağlardan anan mı aşırtıyor?
kim ekiyor bu pamuğu kim büküp kim dokuyor?
buğdayı kim tütünü kim patatesi kim?
kaynanan mı tarıyor bu denizi saç gibi
kayaları baldır gibi metresin mi açıyor
oynaşın mı ışıtıyor bu karanlık geceleri

düşündükçe domur domur çoğalıyorum
cephanelik oluyorum bunları düşündükçe
ben bunlara insan diyemiyorum.... 


Hasan Hüseyin Korkmazgil / (1956,gürün)
Gel ve şimdi yaşa 
bu yüzyılda 
oo... sen var ya aptal Şekspir, 
zannettin ki, söylediğin çok şey 
“Olmak ve Olmamak” şimdi hiçbir şey..


Hasret'in Hasretnamesi .../Hasret Gültekin /03.03.1979

Bu yalnızca bir hayaldi,benden başka kimsenin bilmediği bir hayal, herkesin böyle sıradan kurguları yok muydu, kendini bir başkasına dilediği gibi anlatmak için duyduğu delice bir istek, sözcükleri seçmeden,aklına geldiği gibi,hissettiği gibi,hiç korkmadan,çekinmeden,bütün örtüleri kaldırarak..Böyle biri yok muydu?
Kürşat Başar

Bana ne düşündüğümü sorduklarında, O’nu diyordum. Ve eklemek istiyordum: O kadar dev, yılmaz, yıkılmaz, bir O’ydu ki o, bir zamanlar, sanırım, bana ben kadar yakındı.
Murat Uyurkulak, Tol

Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek..
Cemal Süreya

‘Her köşe, her cadde öyle dolu, öyle dolu, öyle dolu ve bu doluluk içinde öyle boş, öyle boş, öyle boş ki…

Tezer Özlü


Hani ağlıyoruz da gözlerimizde yaş birikmiyor ya..
Hani ölüyoruz da hayat başımızdan gitmiyor ya..
Hani seviyoruz da ellerimiz yaşamaya yetmiyor ya…
Hani yetmiyoruz ya birbirimize..
Yetmiyoruz ya kendimize
Gökhan Özcan

Söylemek, bir şeyler, birçok şeyler anlatmak istiyorum… Kime? Şu koskocaman dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mı acaba? Kime, ne anlatabilirim?
Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim.
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
En az benim kadar sessizdi. Benden de sessizdi. Kendi sessizliğimi bir kenara koyup, onun bana dokunan sessizliğini kırmaya çalışırdım.

Birhan Keskin

Soğuk bir ürperti geliyor Milena, üşüyorum senin adını her andığımda. Küfürbaz Kafka burada olsaydı herhalde küfrederdi bana. Ama ne yapayım Milena sana olan aşkım dinmiyor, incitiyor beni..
Franz Kafka

Kimin hayatını yaşıyorsun sen? Kendininkini mi? Öyle mi? Hep mi? Dursan baksan şimdi ne kadar kendin kaldın bu hayatta? Kendinde ne kadar sen varsın? Dursan baksan şimdi, kendini ikna ede ede ne kadar yol gittin
kendinden? “Olması gereken bu” diye, “Hayatın zaten pek fazla numarası yok” diye? “Zaten daha ne olacaktı?” diye..”Burası iyi, güvenli” diye diye diye diye…
..
Ne kadar yol gittin kendinden kendine hikayeler anlata anlata? Düşünsene, o hikayelerle ne kadar çok zaman oyalandın aslında başkasının olan hayatlarda?
..
Oysa bir gün… Kendine geri yürüyeceksin. Bu yüzden dikkat et de fazla uzaklara gidip geri dönüş yolunu kaybetmeyesin.
Ece Temelkuran, İkinci Yarısı

Kaç bin yıllık hasretimin koncası
Gözlerinden
Gözlerinden öperim
Bir umudum sende
Anlıyor musun?
Ahmed Arif

Yüreğim diyorum, kekeme
Alıngan, serseri yüreğim
Sen nerden bilebilirsin
Bir şiirin nasıl yazıldığını
Ahmet Telli

Bir sır
Çocuksun.
Baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni.
Ayrılık mı?
Beni aşka terkettiğin için seviyorum seni..
Haydar Ergülen

‎”…aklım almıyor, senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor.
Franz Kafka

Bir şeyler sona ermek üzere. Oturmuş sigaranı tüttürürken içini kemiren, seni tedirgin eden bir şey olduğunu seziyorsun.Gündelik hayatın dertleri mi seni korkutan? Hayır! Seni korkutan içindeki boşluk. Anılar yok bu şehirde.
Cesare Pavese

Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi,
Boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar

Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir..Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde veya ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, söz aramızda gene hoş şeydir. Fakat sevgili, bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımağa tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.
Sabahattin Ali, Değirmen

İçimdeki bu hüzünden bir türlü kurtulamıyorum..Gizlenmek, örtünmek, arınmak istiyorum.Kendimden kurtulmak, başka bir yere taşınmak, başkası olmak istiyorum.
Sadık Yalsızuçanlar

Çünkü kimi tutkular sapına kadar yaşanabildiğinde, bir başkasında hep bir şeyler bırakılır.
Mario Levi, Bir Şehre Gidememek

Hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız
Hilmi Yavuz

Yanlış bir kapıyım ben
önünde yanılmış bir çocuğun durduğu
açılsam acılara değer kanatlarım
açılmasam
simsiyah bir mutsuzluktur duruşum.
Şükrü Erbaş

Bazen öyle birini seversin ki
Olsa yanlışlık, olmasa yalnızlık ..
Bayram Karakeçili

“Sende ne çok fazla şey var şimdi. O yüzden gidemiyorsun belki. Tıklım tıklımsın sen; ellerin ana baba günü. Bırak, sıkı sıkı tutmadığında seni bırakacak olan sesleri. “
Ece Temelkuran

İşte bu ellerimle yalnızım bu inanmazsan bak
Bu saçlarımla bu iyi giyimlerimle paralarımla
Sen varsın ya sen çoğu zaman yetmiyorsun
Uzakta mısın sen misin söylemiyorsun
Bakışın mı eksik dudakların mı anlamıyorum.
Turgut Uyar

Karışmış birbirine gecem ve düşüncem.


Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır.
Özdemir Asaf

Umut nedir sevgili?
Hani o şairlerin bile çözemediği bir bilmece olan 
Hani o barışın tomurcuğunu saklayan topraklar 
Hani o terk edilmiş sevdaların sakisi 

Umut nedir sevgili, bilir misin? 
Afrikadır umut 
Şahinlerden kaçan çocukların kaçışıdır yalınayak 
Yoksa 
Yoksa Kurşunlara taşlarla, sapanlara karşılık veren minicik askerler mi? 
Hakkâri, Yüksekovada 
Ya da yüzü kandan tanınmayan bir millet? 
Mezopotamya coğrafyasında. 
Umut, 
Kapı kapı çocuğunu arayan bir cumartesi annesi mi yoksa
Uzak olmayan bir doğuda.
Ya da JOPLAR altında ölü canları oynayan bir figüran m? 
Tiyatro sahnelerinde. 
Daha doğmamış bebeğini korumaya çalışan annenin feryadı mı yoksa? 
Diyarbakır, Koşuyolu Parkında

Umut nedir sevgili, bilir misin? 
Tutsaklık mı yoksa anadilinde? 
Dağlar mı, ?
Izdırap mı yoksa?
Ya da ÖZGÜRLÜK mü? 
Zağros dağlarında

Yenilgi, yenilgim, başkaldırım
ve de benim kendimle tanışmam.
Sayendedir ki, hala ben ayağı yere basan
ve solmuş defneler peşinde koşmayan
biri olduğumun bilincindeyim;
ve sende, yalnızlığımı buldum
ve de herkesten uzak,
ve de gururlu olmayı.
Halil Cibran



Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm.
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
Her insanın her ilişkide bir başka türlü ö l d ü ğ ü n ü, bir başka türlü tükendiğini düşünüyorum belki de bu yüzden. Bir şeyler sarsılıyor, adını bir türlü koyamadığım bir şeyler bir kez daha yıkılıyor sonra yalnızlıklardan örülü bu küçük ve sessiz sedasız yaşantımızda.


Mario Levi, En Güzel Aşk Hikayemiz
Arada sırada şu tuhaf ilişkilerden, beklentilerden, edilemeyen telefonların acısından, ya da sonuçsuz, gündelik tasarılardan kendimi olabildiğince soyutlayabilsem, bugüne kadar yaptıklarımı olduğu gibi bırakabilsem, eski, çok eski bir hikayeyi kendime göre yaşamayı deneyerek, durup dururken, örneğin bir gece vaktinde, hiç tanımadığım, bir yol haritasından resgele seçeceğim bir kasabanın biraz hamam, biraz da alkol kokulu bir otelinde gecelesem, böylesi bir kasabanın meydanındaki kahvede içimdeki tüm şiir kalıntılarıyla birlikte kahvaltı edebilsem, döneceğim yere, denize açılan sokaklarıma, ahtapotun iyisinin satıldığı balıkçı dükkanlarına, sinema kaçamaklarına, kısacası her geçen gün biraz daha az sevdiğim bu şehre içimde taptaze, çok özel görüntülerle dönebilsem ve bunları bir şekilde dışlaştırabilsem diyorum öyle olunca da, kimi yalnızlıkları bir nebze de olsa dayanılır kılmanın savaşımını sesimi pek fazla duyurmaksızın, o eski kırgınlıkların serüvenini bile bile sürdürebilsem diyorum kendimce.



Mario Levi, En Güzel Aşk Hikayemiz

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Deniz Koydum Adını (Metin Kahraman - Kemal Kahraman)




Çılgın zamanlarda yaşamak dize düştü,ölümün
 Acımasızlığı her zamankinden beter.
Gidenler,gelenler,düşenler
Ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar
Düştük yola,güzel şeyler bulma ümidi ile
Işıkları ile büyük şehirler yol oldu bize
İz sürdük yanlızlığa...

İNADINA DENİZ,İNADINA YUSUF ,İNADINA HÜSEYİN....
 Yüksek sesle konuşan, asık suratlı bir kalabalık içinde bir 
sessizliği onarmaya çalışmaktan sindi üstüme, bu ezilmiş gül 
rengi acemilik.
Bir kirlenmeden korunmak için susarak yaşadığım her şeyin bir yenilgi olduğunu çok sonra öğrendim. Benim, kıyısında bir saygıyla beklediğim olanak, başkalarının çiğneyip attığı bir sıradanlıktı.
İnsanin acısını insan alir.
Herkesin gövdesiyle varolduğu yerde yüreğini öne süren "bir beyazdım, zenciler arasında" kimsenin başkasının gözünün içine bakamadığı, herkesin çoğalmak için aynasını yanında taşıdığı yankısız bir zamanda, insanları sulara bakmaya çağıran meczup, bir beş**** mevsim simyacısıydım, yanlışını sevip yenilgisini kutsayan...
Bir solgunluktan geliyorum evet... Kıyılarındayım işte tüm kirlenmişliğim, tüm arınmışlığımla
İnsanin acısını insan alir.

Şükrü ERBAŞ

Günün birinde, yaşanabilecek tüm olası ilişkilerden yıllar, çok uzun yıllar sonra bana dönebileceğini söylemiştin. Ama yıpranan bedenlerde sevginin adı da anlamı da değişebilirdi. Sevgi de bir yolcuydu çünkü; her ilişkide her geçen gün biraz daha çok tükenebilecek bir yolcu. Ve biz, birbirimize hiçbir zaman hazır olamayabilirdik.
Mario Levi, Bir Şehre Gidememek